Vikiçocuk:Diller/Türkçe
Alfabe
değiştirTürkçe Latin alfabesi kullanmaktadır. Ancak Latin alfabesinden biraz daha farklı harfler içerdiğinden "Türk Alfabesi" olarak kullanılmaktadır.
Kaç kişi bu dili konuşuyor?
değiştirTürkçe yaklaşık yetmiş beş milyon kişi anadili olarak konuşmaktadır. Dünyada ise yüz milyonu aşmaktadır.
Anadil — Anadil aynı soydan gelen dillerdir. Bugünkü Türk dilleri (Azerice, Kazakça) Göktürkçe dilinden türemiştir.
Nerede konuşuluyor?
değiştirTürkiye, Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) anadil olarak konuşulmaktadır. Kosova, Mekedonya, Romanya ve Irak'ta bölgesel dil olarak konuşulmaktadır. Almanya'daysa Türk halkının fazla olmasından dolayı iki milyon kişi konuşmaktadır. Bulgaristan, Fransa, Hollanda, Avusturya, Belçika, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) bir milyondan fazla insan konuşmaktadır. Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk vb. ülkelerde küçük bir azınlık vardır. Rusya'da Türk boylarından dolayı Türkçe konuşan kişi sayısı çoktur. Azerbaycan'ın kullanığı dil olan Azericeyse aynı soydan geldiği için Türkiye Türkçesine çok benzemektedir.
Bölgesel dil — Bir dilin yapı, sözcük, deyim ve ses yönlerinden değişiklikler gösteren yerel ya da bölgesel biçimi.
Azınlık — Bir ülkede ayrı soydan veya inançtan olan ve sayıca az bulunan topluluk. Çoğunluk kelimesinin zıttı.
Boy — Kabile
Soy — Sülale
Temel kelimeler
değiştirCevaplar |
---|
Evet. |
Hayır. |
Belki. |
Selamlar |
Merhaba. |
Günaydın. |
Tünaydın. / İyi öğlenler. |
İyi akşamlar. |
İyi geceler. |
Ne var ne yok? |
Vedalar |
Güle güle. |
Görüşmek üzere. |
Yarın görüşürüz. |
Görüşürüz. |
Yararlı ibareler |
Türkçe biliyor musunuz? |
Türkçe biliyor musun? |
Tuvalet nerede? |
Lütfen. |
Teşekkür ederim. |
Benim adım... |
Özür dilerim! |
Geçmişi
değiştirTürkçenin ilk yazılı belgeleri Orhun Yazıtları'dır. Ural Altay Dil ailesine giren dildir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türkçeye Arapça ve Farsçadan çok sayıda kelime girmiştir ve bunun sonucunda Osmanlıca ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Arap alfabesinin Farsçaya uyarlamasına dilde bulunmayan 'ڭ' (kâf-ı nunî) harfi eklenerek Türkçenin yazılması için kullanılmıştır. 1928 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından çıkarılan bir kanunla Latin yazı sisteminin Türkçeye uyarlandığı yeni bir alfabeye geçildi. Bu uyarlama ı, İ, ğ, Ç/ç, Ş/ş, Ö/ö ve Ü/ü harflerine alfabede yer verir, Q/q, W/w ve X/x harflerini dahil etmez. Alfabede yer almasa da Arapça, Farsça ve batı kökenli kelimelerde şapka (^) işaretli Â/â, Î/î ve Û/u harfleri kullanıma geçmiş, daha sonra batı kökenli kelimelerde kullanımdan kalkmıştır (örn. reklam kelimesi eskiden reklâm şeklinde yazılırdı). Yazı sisteminin değişimiyle okuryazarlık oranı arttı. 2005 yılı verilerine göre Türkiye'de okuryazarlık oranı %88.3'tür.
- Okuryazar — Okuması yazması olan, öğrenim görmüş kimse.
- Dil ailesi — Aynı kaynak dilden çıkmış dillerin topluluğu.
- % — Yüzde işareti.
Türk edebiyatı ve kişiler
değiştirTürk edebiyatı çok zengindir ve Osmanlı öncesine dayanmaktadır.
Osmanlı öncesine baktığımızda akla ilk gelen isim Nasrettin Hoca'dır. Fıkralarıyla ünlüdür. Türbesi Türkiye, Akşehir'dedir.
Osmanlı dönemine baktığımızda Aşık Veysel Şatıroğlu aklımıza gelmektedir. Fakat onu genellikle Aşık Veysel olarak adlandırır. Ünlü halk ozanı ve şairdir. Çocukken iki gözü de kör olmuştur. Babası ona oyalanması için saz almıştır. Bu yüzden Aşık Veysel biz çocuklar için engelin aşılabileceğini gösteren en büyük örneklerdendir. Hayatı zor geçtiğinden eserlerinin çoğunlukla hüzünlü ama çok güzel ve dokunaklıdır.
1922 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasından sonra, Türkiye'nin İslam dünyasındaki en modern ülke haline gelmesi için büyük çalışmalar yapıldı. Türkiye'nin en başarılı yazarlarından biri olan Orhan Pamuk birçok başarılı kitap yazmıştır. Bunlardan bazıları Kar ve Benim Adım Kırmızı'dır. Ayrıca 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştır.
Türk edebiyatından örnekler
değiştirTavşanın Suyunun Suyu (Nasrettin Hoca)
değiştirKöylünün biri Hoca'ya bir tavşan getirir. Hoca, köylüyü elinden geldiği kadar yedirir, içirir. Bir hafta sonra aynı adam yine gelir. Hoca tanıyamaz.
– Geçen hafta size tavşan getiren köylüyüm, der.
Hoca yine güler yüz gösterip çorba çıkarır:
– Tavşan suyundan çorbaya buyurun! diye de ufak bir laf dokundurur.
Aradan birkaç gün geçer, üç köylü gelip hocaya misafir olmak isterler. Hoca:
– Siz kimlersiniz, diye sorar.
– Tavşan getiren köylünün komşusuyuz! derler.
Hoca, la havle çeke çeke bunlara da çorba çıkarır, misafir eder.
Ne var ki, bir hafta sonra yine birkaç kişi gelir. Hoca, bunlara kim olduklarını sorar.
– Tavşanı getirenin komşusunun komşusuyuz! derler.
Hoca bozulur. Ama belli etmez. Misafirlere:
– Hoş geldiniz! der.
Ancak, ortalık kararmadan yemek olarak önlerine bir tas su getirir. Köylüler tasa şaşkın şaşkın baktıktan sonra, bunun ne olduğunu sorarlar.
Hoca, yapılan bir iyiliği istismar eden bu insanlara, gereken dersi şu sözlerle verir.
– Ne olacak? Tavşanın suyunun suyudur.
Mini Mini Bir Kuş
değiştirTürkçe bir tekerleme olan Mini Mini Bir Kuş çocuk şarkısı.
Mini mini bir kuş donmuştu
Pencereme konmuştu
Aldım onu içeriye
Cik cik cik cik ötsün diye
Pır pır ederken canlandı
Ellerim bak boş kaldı
Kaynakça
değiştir- Sözcük anlamları TDK'nin resmi sitesinden alınmaktadır.
- Fıkra Vikikaynak'tan alınmıştır.
- Tekerleme en:Wikijunior:Languages/Turkish sayfasından alınmıştır.